corumocak
  Ülkü ocaklarının kuruluş amacı ve tarihi
 
Türkiye’nin son 35 yılına damgasını vuran milli, İslami, antiemperyalist bir düşünceye sahip olan Ülkü Hareketin efsanevi gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocakları, Ülkü Ocağı ismiyle ilk defa Ankara’da Hukuk Fakültesi, Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ziraat Fakültesi Ülkü kuruluşuyla doğdu.Bu okullarda açılan Ülkü Ocakları Dernekler Statüsüne göre kurulmuş teşkilatlar değildi.Açılan bu ocaklar üniversitelerde öğrencilere tanınan ‘’klüp kurma’’ , ‘’pano açma’’ , gibi haklardan faydalanılarak kurulmuştur. Solcuların fikir klüplerine karşılık Milliyetçi Gençlikte ‘’Ülkü Ocakları’’ ismiyle üniversitelerde örgütlenecekti.
Ülkü Ocağı’nın kuruluşu ile yapılan çalışmalar daha sonra kesintiye uğradı…
Ülkü Ocakları aradan geçen 2 sene sonra, 1968 yılının Eylül ayında tekrar açılmaya başlandı. Bütün üniversitelerde peş peşe Ülkü Ocakları şubeleri kuruldu.Genç ülkücülerin orta öğretimde teşkilatlanmasıyla Ülkü Ocakları da üniversitelerde teşkilatlandı.Buralarda şubeler açtı. Ülkü Ocakları’nın ilk kuruluş çalışmaları, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Gençlik Kolları Genel Merkezi tarafından yürütüldü. CKMP Genel Başkan Yardımcısı Dündar Taşer’in de büyük destek verdiği Ülkü Ocakları’nın üniversitelerde açılışı milliyetçi gençlik tarafından büyük heyecan ve ilgiyle karşılandı.
Açılışın başlıca sebepleri milletimizin asırlardır sürüp gelen ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarını Türk Milleti’nin tarihi gerçeklerini, dinine, ırk ve adetlerine kısacası Türkiye’nin gerçeklerine uygun milli bir düşünce ile halletmek en yüce gayesiydi.
İşte bu ülkenin çıkış merkezi haline gelecek olan Ülkü Ocağı aynı ülküyü taşıyan mücadeleci, milliyetçi, toplumcu genç ülkücülerin ocağıdır.
Ülkü Ocağı milletine karşı derin sevgi ve saygı hislerini taşıyan, kendisini Türklüğe adayan genç ülküdaşların ocağıdır. Ülkü Ocakları batıcılığı bir taklitçilik müessesesi haline getiren ve bugünkü her türlü mesuliyet duygusundan yoksun ve gayesiz bir neslin yetişmesine sebep olanlara karşı mücadelede azimli genç ülküdaşların ocağıdır.
Ülkü Ocakları milletinin kara günlerinde ‘’Bizim Türklere verecek paramız yoktur.’’ Dedikleri halde bugün Türkiye’yi soyup soğana çeviren Salamonlara ve bunlara müsaade edenlere karşı mücadele bayrağını açanların ocağıdır.
Karl Marx, Lenin, Stalin ve Mao gibi komünizm öncülerinin eserleriyle beslenenler, gençlerimizi geleneklerinden, tarihinden kopmuş bir ağaç haline getirmek için bilerek veya bilmeyerek var güçleriyle çalışmaktadırlar.Konuşmalarında, yazılarında her türlü hareketlerinde saf Türk gençlerinin inançlarını zayıflatmakta, başka milletlerin ideolojilerini aşılamaktadır. Vatan haini olarak ilan edilen Nazım Hikmet of Verzanski’yi bir kahraman, milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY’u ise yobaz ve gerici olarak tanıtmaya çalışmaktadır. Vietnam için sızlanıp orada ölenler için komünist ve kapitalist bloklar daha da netleşmiş ve bir soğuk savaş dönemi başlamıştır.Dünya bu çift kutuplu süreci yaşarken özellikle Türk gençliği bundan olumsuz olarak etkilenmiştir.Böyle bunalımlı bir dönemde Ülkü Ocakları stratejik bir öneme sahip bir görev üstlenmiştir. Ülkü Ocakları’nin kurulmasıyla yozlaşma ve yabancılaşma sürecinin durmasıyla öze dönüş sürecinin başlaması ve gelişerek devam etmesi sağlanmıştır.
Ülkü Ocakları ilk kuruluşundaki azim ve şevkinden hiçbir şey kaybetmeden ve taviz vermeden bugün aynı inanç ve duygularla çalışmalarını sürdürmekte ve milleti için her türlü fedakarlığı ve çabayı göstermektedir. Ülkü Ocakları Türk Milleti’ne uymayan dışarıdan kopya edilme doktrin ve sistemlerin Türk Milleti için zararlı olacağına inanmaktadır.
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol